bugün

entry'ler (1063)

eksi oy vermenin artı vermekten daha kolay olması

gözlemlenmiş bir tespittir. tanımı girdiysek devam edelim, aslında oy vermek kolay bir eylemdir artı ve ya da eksi fark etmeksizin. ikisi içinde oklara basılır ancak ben "eksi vermenin artı vermekten daha yaygın olması" başlığını açacakken, bu başlığa denk geldim ve durumu bu başlığa yazmamın daha uygun olduğunu düşündüm. artı vermek sanki olandan daha iyisi yapılacaksa verilecek bir şey gibi kullanılıyor, iyi bir entry varsa bu zaten olması gerekendir denilerek geçiliyor. Entry harika olmalı ki artı oy verilsin mantığı var. tabi bu mantık eksi verirken aynı şekilde işlemiyor. entry kötü olmasa bile kişi beğenmezse veriyor eksiyi. hani artı için entynin harika olması gerekiyor, aynı şekilde eksi için de entrynin aşırı berbat olması gerekiyor. ne yazık ki öyle olmuyor, eksi bol keseden kullanılırken, artı vermek bir devletteki evrak işi gibi uğraştırıyor. bu yüzden troller saygınlaşıyor, eksi oy almak kolay olunca artı karma için kasmayayım fikirlerimi dehşet bir dille yazayım da millet eksilesin diyor. mutlak değer içinde karması yüksek görünüyor hani eksiler artıya çevrilir ya. gerçi karma için kasanlar, artı almak için çırpınanlar varsa kendilerine yazık ederler. insanların intihar ettiği, açlıktan öldüğü, anlamsız savaşlarda can verdiği bir dünya bile dönmeye devam ediyor. o yüzden ha bir yazar fazla ha bir yazar eksik, sözlük dönmeye devam edecektir. gerçi her şeyi ölüme sabitleyip hesap yapınca daha bir çok şey manasız geliyor insana ama vakit geçsin diye sözlükte yazmak hoş. sadece bu artı ve eksilerin böyle uygunsuz kullanımı hoş değil, bana göre değil. teşekkürler herkese.

feylesof tece

bir iki haftadır burada takılan ve aynı zamanda ben olan yazardır, ne olduğu belli olmayan 10 yılda çok değişen biridir. iyi ya da kötü anlamda dünya değişmişken, kendisinin değişmemesi imkansızdır. sessiz sedasız sözlüğe geldi ve gene sessiz sedasız gidecektir. belki geri dönüşüm davulla zurnayla karşılanmadı ama gidişim için "hadi s**tir git" sesleri arasında olacak gibi, gerçi o bile olmaya bilir. ben kimim ki? aslında ben kim olduğumu biliyorsam, insanların benim kim olup olmadığı bilmesine gerek yok. ya beni 10 önceki halimle hatırlayanlar olacaktır ya da o 10 yıl önceki insanlar da artık buralarda pek olmadıklarına göre beni hiç tanımamış, görmemiş, iki kelime etmemiş insanlar gelip 10 yıl önceki yazdıklarımla beni yargılayacaklar. ne sizler yargıçsınız ne de ben önünüze gelmiş sanık. ben biraz daha buralarda takılıyorum, kendinize ve bana dikkat edin.

düğünde çeyrek altın takan kişi

10 yıl önce eziklik, fakirlik ya da uzaktan birinin cemiyeti çeyrek yeter diyenlerin eylemiyken şimdi zenginlik göstergesidir. millet gram taksam mı takmasam mı derken, kimileri yarım gram takarız para takmak ayıp olur derken çeyrek takan ben zenginim diye haykırır adeta.

35 ini geçip evlenememiş erkek bahaneleri

aslında yaş ve cinsiyetle sınırlı olmayan bahanelerdir. en yaygın olanı: kafama göre birini bulamadım ya, bulsam vallahi evlenirim.

şehirler arası otobüse alkollü binmek

normal olan bir durumdur. gerçi yıllar önce bana çok çılgınca gelen hatta denemekten çekindiğim bir şey gibi gelse de bu denenecek ya da utanacak bir şey değilmiş, normal bir şeymiş. eğer alkol kişiyi çok bozuyorsa şehirlerarası otobüse değil minibüse bile binmesin, kaldırımda bile yürümesin. başıma geldi, geçtiğimiz yıl biraz fazlaca içmiş ama kendimi bozmamış bir şekilde otobüse bindim, yol boyunca sakince uyudum.

diktatör olunca yapılacak çılgınlıklar

diktatör olmanın kendisi çılgınca bir şeydir zaten ve diktatör olunca yapılacak şeylere çılgınlık diyebiliriz. bir çılgınlık örneği vereyim: kendimi hem devlet başkanı hem de iktidar partisi başkanı ilan eder, sonra dinin dünyadaki temsilcisi duyurur, orduyu hatta tüm kolluk kuvvetleri kendime bağlardım. hatta halkı toplar, hepsi birlikte bana "allah" desinler der isterdim.

insanın büyümediğini anladığı an

genellikle duygusal olan anlardır, hani ruh çocuk ama beden yetişkin olunca duygulanmamak elde değil. dün babam marketten gelirken bana çikolata getirmiş (27 yaşındayım ve hala marketten gelirken bisküvi ya da gofret alır) ama diğer elinde oyuncak uçak vardı kime diye sordum, kendine aldığını söyledi, şaka yapıyor sandım hani torunlara (abimin çocukları) aldı sandım ama küçükken hiç uçağı olmadığını söyledi. ben odamdayken babam tek başına yemek hazırlanana kadar halıda oynamış, yemekteyken annemden duydum. yemekten sonra aldım uçağı elime ben de halıya oturup babamı çağırdın. ikimiz birlikte o uçakla oynadık. bu da böyle bir anımdı, belki şuan işte olmasam çekilir bir kenara babamla olan tüm güzel anılarımı hatırlayıp ağlarım.

ekşi sözlük okuyup uludağ sözlük te yazmak

sözlüklerin eski ortamı kalmadığı zamanda pek de önemli olmayan bir şeydir. kim nerede okumuş nerede yazmış, çok da şey etmemek lazım.

osurmadan sıçmak

bir zamanların efsanevi yapılamayan hareketiydi. efsanevi olabilir ama iğrenç olduğu da gerçek.

alkol alma sebepleri

bazen özel bazense özel olmayan sebeplerdir. alkol almak için sebebe kim ihtiyaç duyar ki?

insanı hayattan soğutan şeyler

sadece hayattan değil yaşamaktan da soğutan şeylerdir. mesela, cennet vatanımızda cennette yaşar gibi yaşayamamak. bizimki yaşamak değil, hayatta kalmak.

klasik anne sözleri

annelerin artık alışkınlıktan söylediği sözlerdir. mesela benimki hala bana "işe gir, evlen yuvanı kur." diyor halbuki 27 yaşındayım ve pekçok işe girdim çıktım ve şuan işim var ama gene aynı cümleyi kurar.

makina

doğru yazımı makine olan kelimenin yanlış ama yangın kullanış biçimi.

bolu fen lisesi

nadide eğitim kurumlarından biridir. her kurum kendine has ve özeldir ki beni 9 yıl önce mezun etmiş bir lisedir. gerçi bıraktığım izler yavaş yavaş siliniyormuş, adımın geçtiği efsaneler unutuluyormuş ama bu pandemi biter de ansızın bir gece baskına gider ve kendimi hatırlatırım.

öğrenci komşularına yemek gönderen teyze

iyi niyetli olan teyzedir de neden yemek götürmek yerine yemek gönderiyor, o kısmı çözemedim.

sözlük girişindeki sıçar pozisyonlu kadın

bir zamanlar sözlükte bizi karşılayan reklam görselindeki kadındır. aynı zamanda "old turnusolu" diyebiliriz. aramızda kalsın olayı hatırlıyorum ama görseli unutmuşum, başlığın galeri kısmında vardı ama onu bile silmişler. sözlüğe dair ne hatırlıyorsam birer birer kaybolmuş.

sözlük yazarlarının özlediği şeyler

sözlük yazarlarının özlediği şeylerin listelendiği başlığın adıdır. mesela ben, 2011 yılı uludağ sözlüğünü özlüyorum.

yalan söylemek

genel olarak insana olan güveni azaltan bir eylemdir ancak siyasetçiyseniz bu hiç problem değildir. aksine siyasetçilerin yalanları alkışlanır.

misafirliğe gidilen eve sıçmak

normal olan şeydir, misafirin evindeki tuvalet sadece ev halkına özel yapılmamıştır. evine misafir çağıran kişi, misafire tuvaleti de kullanma hakkı tanır. bazıları bu davranıştan çekinir ancak yatıya gittiğiniz bir misafirlikse elbet o tuvalet kullanılacaktır.

evinde tavuk besleyen insan

yaptığı şey farklı olan insandır. evde kedi köpek ve benzer evcil hayvanlar beslenebilir ama olay da burada zaten, evcil hayvan. tavuk ise kümes hayvanıdır.